NAME OF VENUE | MEKANIN İSMİ

Rum / Türk Ocağı / Asri

Alternative Names | Diğer İsimler: Rum Sineması, Türkocağı Sineması, Asri Sinema

Address | Adres: Bilgi girişi devam ediyor.

Year Opened | Açıldığı Yıl: 1910’lar

Year Closed | Kapandığı Yıl: 1970’ler

Number of Seats | Kapasite: 1.500

Associated People | İlgili Kişiler: Bilgi girişi devam ediyor.


Detailed Information | Detaylı Bilgi

“Asri Sinemayı hep, “Avare “ filmi ile anımsarım. Orada başka film izlemedin mi hiç? Demeyiniz…elbette izledim. Ama, unutamadığım Avare’dir. Nasılda sevilmişti Hintli yıldızlar Raj Kapoor ve Nargis… Aman Allahım! Ne yoğun ilgiydi o… Asri Sinema’nın önünde uzayan bilet kuyruğunda itiş kakış dakikalarca beklemiştim. Filmlerin haftada bir değiştiği Adana’da, aynı filmin bir kaç hafta gösterimde kalması kolay işlerden değildi… Avare işte bunu başarmıştı. Film şarkıları ise dillerdeydi: “Ya kardeşmahu asman katarahu avarahu…avarahu…” diye tekrarlayan nakaratını filmi izleyen Adanaların neredeyse tamamı ezberlemişti dersek yalan olmaz.” (Fevzi Acevit)

Eski Adana’mızda sinema sefalarımız çok olurdu; bu, yaz aylarıyla da sınırlı kalmazdı üstelik. Televizyon henüz bizi esiri yapmamıştı ve annemle babamın da tek eğlence kaynağı sinemaydı.

Sun Sineması ve Sun Sineması Sokağı… Efsaneydi o zamanlar. Harika bir konumu, muhteşem bir salonu vardı. Ya da benim çocukluk düşlerimde öyleydi. Şehrin en müstesna semtinde, dünya sinemalarından en yeni filmlerle bize kollarını açardı. Her cumartesi öğleden sonra saat 2’de çocuk matinesi olurdu. Ve babam bizi cumartesi günleri götürürdü. Benim için ne büyük mutluluktu ki hem babamla beraberdim hem de en güzel çocuk filmlerini izliyordum. Sonra gençlik yıllarımın efsanesi oldu Sun Sineması Sokağı; çünkü en güzel butikler orada toplandı, çok parlak bir dönemi yaşadı o sokak. Bayılırdık gezmeye, vitrinlere bakmaya. Genelde vitrinlere bakardık; çünkü o yıllarda tüketen toplum olmamıştık henüz ve herkes bir şeyler üretirdi elinden geldiğince.

Mesela annem giyimine özen gösteren bir kadın olarak sürekli dikiş diker ya da bir şeyler örerdi ve tabii üç kızına da. Dikiş makinesi hiç kapanmazdı!

Kışlık sinema turlarımız bununla da sınırlı kalmaz, annemin çarşamba günleri, Asri Sineması’nda kadınlar matinesi seanslarıyla devam ederdi. Asri Sineması, Dörtyolağzı civarındaydı. Sinema o zamanlar hep hayatımızda olmuştu. Ondandır ki sinemaya gitmeyi hâlâ çok severim. Ben filmleri sinemada izlemeyi tercih ediyorum. Aynı filmi TV’de izlediğim zaman aynı tadı almıyorum.” (Sevinç Kökenler).

***

“I always remember the Asri Cinema with the film “Idle”. Haven’t you ever seen any other films there? Don’t say…of course I did. But the one I can’t forget is Idle. How popular were the Indian stars Raj Kapoor and Nargis… Oh my God! What an intense interest… I had to wait for minutes in the long queue for tickets in front of the Asri Cinema. In Adana, where the films change once a week, it was not easy for the same film to stay on the screen for a few weeks… Avare had achieved this. The film songs were on the lips: “Ya kardeşmahu asman katarahu avarahu avarahu…avarahu…” The refrain was memorised by almost all the people of Adana who saw the film.” (Fevzi Acevit)

“In our old Adana, we used to go to the cinema a lot, and this was not limited to the summer months. Television had not yet enslaved us and the cinema was the only source of entertainment for my parents.

Sun Cinema and Sun Cinema Street… It was legendary back then. It had a great location and a magnificent hall. Or so it was in my childhood dreams. In the most exclusive neighbourhood of the city, it would open its arms to us with the latest films from world cinemas. Every Saturday afternoon at 2 o’clock there was a children’s matinee. And my father used to take us on Saturdays. What a happiness it was for me that I was both with my father and watching the most beautiful children’s films. Then Sun Cinema Street became the legend of my teenage years; because the most beautiful boutiques gathered there, that street experienced a very bright period. We loved walking around, looking at the shop windows. We used to look at the shop windows; because in those years we had not yet become a consuming society and everyone produced something as much as they could.

For example, my mother, as a woman who took care of her clothes, was always sewing or knitting something, and of course for her three daughters. Her sewing machine was never switched off!

Our winter cinema tours were not limited to this, but continued with my mother’s women’s matinee sessions on Wednesdays at the Asri Cinema. Asri Cinema was in the vicinity of Dörtyolağzı. Cinema was always in our lives back then. That’s why I still love going to the cinema. I prefer to watch films in the cinema. I don’t get the same taste when I watch the same film on TV.” (Sevinç Kökenler).


Documents | Belgeler

Bir Zamanlar Adana – Güneş Kenti Adana ve Sinema: https://www.altinsehiradana.com/Makale/bir-zamanlar-adana-gunes-kenti-adana-ve-sinema/608/

Hüzünle Yürüyorum Şimdi Adana Sokaklarını: https://www.sonbaski.com/sevinc-kokenler/huzunle-yuruyorum-simdi-adana-sokaklarini/